Geçmişten gelen sağlık: Bal

HELİN EKDİ

Tarih boyunca halk arasında şifa olarak kullanılan bal, birçok özelliğiyle hala en popüler besinler arasında yer alır. Besin içeriği yüzeysel olarak incelendiğinde %83 karbonhidrat ve %17’si sudan oluşmaktadır. Aynı zamanda niasin, pantotenik asit ve riboflavin gibi vitaminler, kalsiyum, fosfor, manganez, magnezyum, demir ve bakır gibi minareller içermektedir. Sağlığımız için balın katkısı yadsınamaz bir gerçek. Ancak yararın görünmesi için balın doğal yollardan elde edilmiş ‘gerçek’ bal olması gerekir.

Sindirim sorunlarını iyileştirmeye katkı sağlar:

İyi bir prebiyotik kaynağı olan bal, bağırsaklarda yaşayan iyi bakterileri besler. Ülser ve gastrit ile ilgili şikayetlerin azalmasına katkı sağlar.

Zengin antioksidan içeriğine sahiptir:

Bal; flavonoidler, fenolik bileşikler ve organik asitler gibi bir dizi antioksidan içerir. Antioksidanlar; kanser, kalp rahatsızlıkları gibi birçok hastalıkta iyileştirici etkide bulunur.

Çalışmalar bitki çaylarına bal ilave ettiğimizde antioksidan kapasitesini 59 kata kadar artırabildiğimizi göstermektedir. Aynı zamanda balın renginin koyuluğu antioksidan kapasitesiyle doğrudan orantılıdır.

Yanık ve yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlar:

Özellikle diyabetik ayak ülserinde etkili bir tedavi yöntemidir. Antibakteriyel ve antienflamatuar özelliğiyle yaraların iyileşmesini destekler.

Çocuklarda solunum sistemi enfeksiyonlarında önemli rol oynar:

Dünya Sağlık Örgütü, özellikle çocuklarda akut solunum sistemi enfeksiyonlarında bal kullanımını önermektedir. Yapılan çeşitli çalışmalar da balın solunum yolunda refleks tükürük artışı ve mukus üretimini destekleyerek öksürük semptomlarını azaltmada etkili olduğunu göstermektedir.

Botulizm riskinden dolayı 1 yaş altına bal verilmesi önerilmez. (Mersin Panorama)